MIA MADRE
Many things I created are I think related to what happened to her, she never spoke about it. I thought for a while I was speaking on her behalf, and then sometimes I’d think I was speaking against her.
Chantal Akerman
Yarattığım pek çok şeyin anneme olanlarla ilgili olduğunu düşünüyorum, o bundan hiç bahsetmese de. Bir süre, onun adına konuşuyor olduğumu düşündüm; ama sonrasında fark ettim ki bazen ona karşı konuşuyordum.
Chantal Akerman
ANNEME YAKARIŞ Anlatmak zor sözleriyle bir oğulun Kalbindekine bu kadar az benzeyen Sen haberdarsın bu dünyada yalnızca Kalbimde ne olduğundan, bütün aşklarımdan önce Sana söylemeliyim bilinmesi korkunç şeyi bu yüzden Duyduğum ıstırabı doğan o merhametinden Yeri doldurulmazsın sen. Gittin gideli Bana verdiğin hayat yalnızlıkla lanetli Ve istemiyorum yalnız olmak. Bitmez bir açlığım Var aşka, ruhsuz bedenlerin aşklarına açım Çünkü ruh senin içinde, o sensin, ama annemsin benim Ve senin aşkın benim köleliğim Bu yüce duygunun esiri olarak geçirdim çocukluğu Onulmazdı bu duygununsa yoğunluğu Hissetmenin tek yoluydu bu yaşamı Tek rengi, tek biçimi: ve şimdi bitti Hayattayız: içinde karışıklığının Akıldan uzak yeniden doğmuş bir hayatın Sana yalvarıyorum, ah, yakarışım sana: ölümü çağırma Buradayım ben, bir başına, seninle, gelecek bir Nisan’da… Çeviri: İlker Şaguj
DEDEMİN KIZI Benim annem Fransova kızı Alaybey, ‘57 Adı 24 yaşında ölen teyzesi Katerina’dan geliyor Ama o teyzesini hiç tanımamış olduğu için halasından ödünç demeleriyle büyümüş ben olmuşum Maritsa’nın demelerini -abinin ağzında bıçak yapanları- güzel topluyor Benim annem Katlinaki Söylemiyorsun Bir çarkı durduracak şeyi Ne derdi baban? Nerden geldiyse ezaya tutulmuşların eksik zimmeti Yüksekten mi kurulurdu adların? Yüzünü sırtına mı geriyordu halin? Yürüyesi yoktuysa Derisi gerilen çemberi kim sıkıyordu Sıktıkça sıkası geliyordu, elinin altında kararan çeşmeler azalmadan suyu nasıl sıkıştırıyordu parkinson odalarında ceplerinden yuvarlananlar ona senin eteklerinin rüzgârları gibidir Ne derdi ne? nasıl bakardı ilmek söken dişine? Dünyasından ödünç her taneyi sakladığında ya da Kalsiyumunu mesela annenden mi bilirdi? Senin çok saçlarını taramayı Hırkaları giymeyi Okuldan çamlık mahallesine, çoğunda eve uğramadan kızının iki annesi ve iki babası olmasını oturulan bavulu, hava gazı düğmelerini kontrol etmeyi döndüre döndüre yorduğu anahtar deliğini, yasemini, kandil yağını, salıları, Sen Antuan’ı, şekerli yoğurdu Ama ne derdi, ne? Söylemedin, demedikleriyle.
Şiir: Pier Paolo Pasolini / Monica Papi
Nazîre Performans / Arşiv Görüntü : Bilsay Yıldırım / Katlin Karakulak
Müzik-ses tasarımı: Tolga Balcı
Video: Özgür Demirci
Okuyan: Pier Paolo Pasolini / Monica Papi
Kurgu: Özgür Demirci
Çeviri: Norman MacAfee & Luciano Martinengo / Merve Ünsal
UR Collective Kültür için Alan tarafından desteklenmektedir. // UR Collective is supported by Spaces of Culture.